yenilik evi

inovasyon ve teknolojinin stratejik yönetimi üzerine bazı fikirler…

  • Kategoriler

  • Arşivler

Bir kitap…

Posted by yenilikevi 23 Tem 2009

yenilik iktisadi

Yazarlar: Chris Freeman ve Luc Soete

Çeviri: Prof. Dr. Ergun Türkcan

Orjinal ismi: The Economics of Industrial Innovation

Daha fazla bilgi için: http://kitap.tubitak.gov.tr/htmakademik/ak2.html

Türkçede inovasyon/ yenilik çalışmalarına ilişkin temel kaynaklar ne yazık ki çok fazla değil. Türkçe çevirisi yapılmış kaynaklardan bence en önemlisi ve tam anlamıyla bir başucu kitabı diye tanımlanabilecek olan çalışma “Yenilik İktisadı” adıyla TÜBİTAK yayınları tarafından basılmıştır.

Kitap yenilik iktisadına kısa bir girişle başlamaktadır. Bu bölümde yeniliğin tanımı, bu konu ile ilgili yapılmış çalışmalar ve özellikle Schumpeter’in çalışmaları üzerinde durulmakta, teknoloji ve ekonomik değişim arasındaki ilişki irdelenmektedir. Ayrıca, bu bölümde Schumpeter tarafından vurgulanan “uzun dalgalar” (business cycles) teorileriyle bağlantılı olarak sanayi devriminden bu yana ortaya çıkan teknolojik dönüşümleri beş evre olarak ele alınmaktadır. Kitabın birinci bölümü, giriş bölümünde kısaca değinilen bu beş evre çerçevesinde teknolojik dönüşümün detaylı bir incelemesine ayrılmıştır. Aslında bu kısımlarda ele alınan sadece teknolojik dönüşüm değil; aynı zamanda teknolojik dönüşüm ile birlikte değişen ekonomi ve olağanüstü derecede artan üretim verimliliğidir.

“Yeniliğin Mikroiktisadı: Firma Teorisi” başlığını taşıyan ikinci bölüm tek tek firmalarda yeniliğin ya da inovasyonun nasıl yaratıldığına ilişkin farklı çalışmalara değinmektedir. Burada özellikle firma içi araştırma-geliştirme (AR-GE) faaliyetlerinin önemi, yeniliğin kaynağının ne olduğuna dair çalışmalar, firma büyüklüğünün yeniliğe etkisi, belirsizlik ve belirsizliğin yenilik sürecini nasıl etkilediği, bilginin önemi ve öğrenme gibi bazı faktörlere ilişkin yapılmış çalışmalara yer verilmektedir.

Daha sonraki bölüm ise yeniliğin ulusal ekonomiler ve büyüme üzerindeki etkisini ele almaktadır. Burada özellikle ulusal yenilik (inovasyon) sistemleri üzerinde durmak gerekir. Çünkü Chris Freeman “Ulusal yenilik sistemi” kavramını ilk kez kullanan araştırmacıdır; dolayısıyla yenilik veya inovasyon sistemi kavramını da ilk kez ortaya atmıştır. İnovasyon sistemi kavramı sonraki araştırmalarda çok fazla ele alınmış ve farklı boyutlarıyla incelenmiştir (ör. bölgesel inovasyon sistemi, sektörel inovasyon sistemi gibi).  Yazarlar dördüncü ve son bölümde ise yeniliğin kamu politikaları yoluyla nasıl desteklenebileceği üzerinde durmuşlardır.

Yenilik ekonomisi üzerine yapılmış çalışmaları kapsamlı bir şekilde sunan bu başucu kitabı, inovasyon çalışmaları ve arkasındaki entellektüel birikimi anlama yolunda en temel kaynaklardan biridir.

Posted in kitap önerisi | Etiketler: , , , , | Leave a Comment »

İnovasyon türleri – 2

Posted by yenilikevi 17 Tem 2009

İnovasyonlar değişimin gerçekleşme biçimine göre dört farklı formda karşımıza çıkmaktadır. Bunlar Oslo Kılavuzu’nda belirtildiği şekliyle (i) ürün, (ii) süreç, (iii) organizasyon ve (iv) pazarlama inovasyonlarıdır. Aslında birçok kaynak organizasyon ve pazarlama alanında yapılan inovasyonlar üzerinde çok fazla durmamaktadır. Bunun başlıca iki nedeninden söz edilenilir: a) bu tür inovasyonların etkisinin ölçülemiyor olması; b) inovasyonun geleneksel olarak teknoloji ve araştırma geliştirme (AR-GE) faaliyetleri ile özdeşleştirilmiş olması. Bu teknoloji merkezli bakış açısının son dönemlerde eleştirilmeye başlanması ile birlikte, son dönemlerde organizasyon ve pazarlamaya ilişkin inovasyonlara gereken önem verilmeye başlanmıştır.

Şimdi bu inovasyon türlerine kısaca değinmeye çalışacağım.

Ürün veya hizmet inovasyonu:

Yeni ya da önemli derecede iyileştirilmiş bir tüketim ürününün ya da hizmetin geliştirilmesi ve bunun piyasaya sunulması / hayata geçirilmesi bir ürün / hizmet inovasyonudur. Bazı kaynaklar ürün ve hizmet inovasyonlarını ayırmış olsalar da ben hizmet ve ürünlerin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü aslında her ikisinin de arkasında yeni bir uygulamanın, yeni bir çözümün müşteriye sunulması var.  Diğer yandan inovasyon deyince çoğu insanın aklına da ürün veya hizmet inovasyonları gelmektedir. Şöyle bir baktığımızda televizyon, cep telefonu, kameralı cep telefonu, mp3 çalar, kredi kartları ya da kapkaç sigortası, hepsi aslında bir ürün veya hizmet inovasyonudur.

Süreç inovasyonu:

Yeni ya da önemli derecede iyileştirilmiş bir üretim ya da dağıtım yönteminin geliştirilmesi süreç inovasyonu olarak tanımlanabilir. Oslo Kılavuzu, teknik, teçhizat ve/veya bilgisayar yazılımlarına ilişkin yenilik ve iyileştirmeleri de süreç inovasyonu içinde değerlendirmektedir. En bilinen süreç inovasyonu, Ford tarafından geliştirilen üretim bandı yönteminin hayata geçirilmesidir. Bunun gibi CNC tezgahlarının kullanımı da süreç inovasyonu olarak değerlendirilebilir. Hizmet sektörüne baktığımızda ATM’lerin hayata geçmesi ya da internet üzerinden uçak bileti satın alınması gibi inovasyonlar birer süreç inovasyonu örneği olarak gösterilebilirler.

Organizasyonel inovasyon:

İşyeri organizasyonu ya da firmanın dışarıdaki firma ve kurumlarla kurduğu ilişkilerdeki yenilikleri ya da iyileştirmeleri kapsamaktadır. Şirket içi bilgi paylaşımının sağlanması için yeni uygulamaların geliştirilmesi; şirket içi eğitimlerin belli bir veri tabanında toplanarak herkese açık hale getirilmesi; çalışanlar arası eşitsizliğin azaltılması amacıyla eğitim çalışmaları düzenlenmesi; ya da Japonya’da uygulanmaya başlanan ve sonrasında tüm dünyada yaygınlaşan kalite çemberleri gibi uygulamalar birer organizasyonel inovasyon örneği olarak gösterilebilir.

Pazarlama inovasyonu:

Ürünlerin pazarda konumlandırılması, fiyatlandırılması, ürün tasarımı ve ambalajlanması gibi alanlarda yapılan yenilikleri içermektedir. Pazarlama yeniliğinin ayırt edici özelliği, yeniliğe konu olan pazarlama yönteminin firma tarafından daha önce kullanılmamış olmasıdır. Bir ürünün ambalajının değiştirilmesi, firma ambleminin değiştirilmesi gibi pazarlama yöntemi farklılıkları eğer firma tarafından ilk kez uygulanıyorsa bir pazarlama inovasyonudur. Ürünün konumlandırılmasında farklı reklam ve medya tekniklerinin kullanımı da benzer şekilde yine bir pazarlama inovasyonudur. Örneğin, bazı firmaların TV dizilerinin içinde sanki dizinin bir parçasıymışçasına kendi ürünlerini göstermeleri ve dizi oyuncularına bu ürünlerin reklamını yaptırmış olmaları bu firmalar açısından bir pazarlama inovasyonudur.

İnovasyonlar aynı zamanda gerçekleştirdikleri değişimin derecesine göre de sınıflandırılabilmektedir. Buna göre inovasyonlar (i) radikal, (ii) adımsal, (iii) modüler ve (iv) mimari olmak üzere dört gruba ayrılmaktadır. Bu sınıflandırma Henderson ve Clark (1990)* tarafından kullanılmıştır.

inovasyon türleri matrisi

(Yukardaki tablo David Smith’in “Exporing Innovation” kitabından Türkçeleştirilerek adapte edilmiştir)

Radikal inovasyon:

Bu tür inovasyonlar daha önceki ürün ve uygulamalardan önemli bir kopuşu ya da daha önce piyasada olmayan bir ürün veya hizmetin hayata geçirilmesini, daha önce denenmemiş bir yöntemin denenmesini ifade eder. Örneğin televizyon, cep telefonu, kredi kartı veya ATM’ler radikal ürün veya hizmet inovasyonlardır. Ford fabrikasında ilk kez uygulanan üretim bandı da benzer bir şekilde radikal bir süreç inovasyonudur.

Adımsal inovasyon:

Bunlar var olan ürün, hizmet ya da teknolojiler üzerinde yapılan değişiklikleri, yenileştirmeleri içermektedir. Örneğin Windows’un ilk sürümü radikal bir inovasyonken sonraki sürümleri adımsal inovasyonun bir örneğini oluşturur. Kredi kartı radikal bir inovasyondur; öte yandan kredi kartına chip eklenmesi; işlemlerin ve diğer bilgilerin bu chip üzerinde tutuluyor olması adımsal bir inovasyondur.

Modüler inovasyon:

Modüler inovasyonlarda amaç, üründe var olan sisteme, teknolojiye ya da yapıya dokunmadan, yeni bileşenler eklenerek ürünün geliştirilmesidir. Örneğin, elektrikli fırınlara saat ayarının eklenmesi bir modüler inovasyon örneği olarak gösterilebilir. Çünkü bu değişiklik fırının çalışma sistemi, teknolojisi ya da yapısına ilişkin bir değişiklik gerektirmemektedir; sadece saat ayarı eklenerek kullanım kolaylığı açısından ürün iyileştirilmiştir.

Mimari inovasyon:

Bu inovasyonlar var olan sistemin yeniden ve farklı bir şekilde kurulması, parçaların yeniden ama farklı bir yoldan yeniden bir araya getirilmesi yoluyla ortaya çıkan değişimleri içermektedir. Walkman bunun en tipik örneği olarak gösterilebilir**. Çünkü Walkman çok az yeni parça ve teknoloji içermektedir. Walkman için kullanılan parçaların ve teknolojilerin çoğu daha önce kullanılmış ve test edilmişlerdir. Tüm bu bileşenlerin taşınabilir bir müzik dinleme ürünü olarak yeniden bir araya getirilmesi mimari bir inovasyondur.

* Henderson, R. M. ve Clark, K. B.(1990). Architectural innovation: the reconfiguration of existing product technologies and the failure of the established firms. Administrative Science Quarterly, 35, sayfa 9-30

**Bu örnek David Smith’in 2006 yılı tarihli “Exploring Innovation” (Yayınevi: McGraw Hill, İngiltere)

Posted in inovasyon | Etiketler: , , , , , , , , , | Leave a Comment »

İnovasyon türleri – 1

Posted by yenilikevi 16 Tem 2009

İnovasyon (yenilik) çalışmalarına ilişkin yazın, inovasyonların sınıflandırılması amacıyla birçok farklı yöntem sunmaktadır. Bazı çalışmalarda inovasyonun firmanın hangi faaliyetlerinde olduğu göz önüne alınarak sınıflandırma yapılır; Oslo Kılavuzu’nda örneği verildiği gibi, ürün ya da hizmet inovasyonu, süreç inovasyonu, organizasyonel inovasyon ya da pazarlama inovasyonu olarak. Bazı ayrıştırmalar ise inovasyonun niteliğini ve yarattığı değişimi, dönüşümü göz önünde bulundurarak yapılır; örneğin radikal, adımsal (incremental), modüler ve mimari (architectural) inovasyonlar gibi.

İnovasyon çalışmalarında bu tür sınıflandırma yöntemlerine sıkça başvurulmuş olsa da inovasyonun farklı türlerinin birbirlerinden kalın çizgilerle ayrılmadığı, sınıflandırmalar arası geçişkenliğin önemi ve bu kategorilerin herhangi bir inovasyonun sınıflandırılması esnasında çakışabileceği vurgulanmaktadır. Örneğin, bir ürün inovasyonu aynı zamanda modüler bir inovasyon olabilir; ya da bir pazarlama inovasyonu aynı zamanda radikal inovasyon olarak da sınıflandırılabilir.

Öyleyse neden böyle bir sınıflandırmaya ihtiyacımız var?

Çünkü bu tür sınıflandırmalar ve kavramsallaştırmalar her şeyden önce bir inovasyonun gelecekteki etkisini tahmin edebilmemiz için gereklidir. Örneğin, radikal bir ürün inovasyonunun potansiyel etkisi ile adımsal bir süreç inovasyonun potansiyel etkilerinin aynı olmasını bekleyemeyiz. Bu sınıflandırmalar, herhangi bir inovasyonun gelecekteki potansiyel etkisini değerlendirmemiz için bize etkili bir araç sağlar.

Öte yandan, bu sınıflandırmalar inovasyon ve teknolojik değişimin evrimsel doğasını kavramamıza da yardımcı olur. Radikal inovasyonlar karşımıza o kadar sık çıkmazlar ve radikal inovasyonlar genelde adımsal, modüler ya da mimari inovasyon tarafından takip edilir. Örneğin, elektrikli ütü radikal bir inovasyonken, bu ütülerin buhar püskürtmesini sağlamak adımsal bir inovasyondur. Benzer bir şekilde, cep telefonu radikal bir inovasyondur ama fotoğraf çekebilen, video kaydedebilen ya da mp3 çalan cep telefonları modüler inovasyonlar sonucu hayata gelmiş ürünlerdir. Dolayısıyla inovasyon sürecini ve bu sürecin evrimsel karakteristiğini anlamak amacıyla bu tür sınıflandırmalara ihtiyaç duyulmaktadır

Posted in inovasyon | Etiketler: | Leave a Comment »

Inovasyon* nedir?

Posted by yenilikevi 13 Tem 2009

Inovasyon, en basit haliyle, bir şeyi yapmanın daha yeni ve iyi bir yolunu bulmak ve bu buluşu hayata geçirmek olarak tanımlanabilir. İnovasyon sürecinde bilginin önemini vurgulamak amacıyla, bazı kaynaklar, inovasyonu yeni ürün ve hizmet sağlamak için yeni bilgi kullanımı olarak da tanımlanmaktadırlar.

Her ne kadar böyle basit ve kısa yoldan tanımlansa da, inovasyon üzerinde, daha doğrusu yeni olanın nasıl tanımlanacağı üzerinde kafa karışıklıkları devam etmektedir. Çünkü yapılan bazı çalışmalar yeni tanımının kültürden kültüre değişebildiğini göstermektedir. Ayrıca yeni kavramı farklı sanayi kollarında farklı algılara sebep olmaktadır. Örneğin, teknolojik gelişmeler açısından olgunluğa erişmiş makine imalat sektöründe ya da tekstil sektöründeki yenilik tanımı ve algısı ile halen gelişimi devam eden bu nedenle de yapılabilecek yeniliklerin hem nitelik hem de nicelik açısından daha çığır açıcı olduğu biyoteknoloji ve nanoteknoloji gibi alanlardaki yenilik tanımı ve algısının aynı olması beklenmemektedir.

Fakat bu kafa karışıklığını bir parça da olsa önleyebilmek; aynı zamanda inovasyonun farklı sektörlerde ve farklı kültürlerde ölçülebilmesi ve sonuçların karşılaştırılabilmesini sağlamak amacıyla OECD tarafından hazırlanan Oslo Kılavuzu’ndan yararlanılmaktadır. Oslo Kılavuzu inovasyonu yada yeniliği şu şekilde tanımlamaktadır:

“Bir yenilik, yeni veya önemli derecede iyileştirilmiş bir ürün (mal veya hizmet), veya süreç, yeni bir pazarlama yöntemi ya da yeni bir organizasyonel yöntemin işletme içi uygulamalarda, iş yeri organizasyonunda veya dış ilişkilerde gerçekleştirilmesidir.”

Bu tanıma göre inovasyon sadece yeni ürün ve hizmetlerin geliştirilmesini değil aynı zamanda ürün ve hizmetlerin üretim aşamasında yapılan yenilikleri, bu ürün ve hizmetlerin pazarlama yöntemlerindeki değişiklikleri ve son olarak firma içi ve firmaların kendi dışındaki firma ve kurumlarla kurdukları ilişkileri örgütleme (organize etme) biçimlerindeki değişimleri içermektedir. Hepsinden önemlisi, bu yenilik ve değişimlerin şirket için yeni olması inovasyon için yeterli görülmüştür. Dolayısıyla, firmanın yaptığı tüm bu yenilikler piyasada bir süredir var olabilir, piyasadaki birçok firma tarafından uygulanıyor olabilir; ama bunu bir firma ilk kez uyguluyor ise o firma için bu bir inovasyondur. Diğer bir deyişle, inovasyon çalışmaları ve tanımları merkezine tek tek firmaları alır.

İnovasyona ilişkin tanımlarda vurgulanan en önemli noktalardan biri de inovasyonun ticarileştirilmiş olması zorunluluğudur; yani siz firma içinde birçok yenilik yapmış olabilirsiniz; fakat bu yenilik ticarileştirilmemişse, diğer bir deyişle firmanın kazanç ve gelirlerine doğrudan ya da dolaylı herhangi bir etkisi olmamışsa genellikle inovasyon olarak değerlendirilmemektedir. Öte yandan, bu noktaya ilişkin en önemli sorun, organizasyonel (örgütsel) inovasyonlar ve pazarlama yöntemlerindeki inovasyonlar konusunda çıkmaktadır. Çünkü bu tür inovasyonların firma gelirleri ve karlılığı üzerindeki etkisinin ölçülmesi pek kolay olmamaktadır. Bu konuda yapılan akademik çalışmalar da ürün ve süreç inovasyonu çalışmaları ile karşılaştırıldığında oldukça sınırlı sayıdadır. Bu konu ile ilgili problemler özellikle hizmet sektörü inovasyonları üzerinde çalışan araştırmacılar tarafından sıkça dile getirilmektedir. Hizmet sektörü için örgütsel inovasyonlar ve pazarlama inovasyonları daha hayati olduğundan bunların ölçülmesine ilişkin yöntemsel çalışmaların az olması ve yapılan araştırmaların sınırlılığı hizmet sektöründeki firmaların inovatif ya da yenilikçi olmadığı sonucunu beraberinde getirmektedir ki bu son dönemlerde değiştirilmeye çalışılan önemli yanlış algılamalardan ya da sonuçlardan biridir.

Not: Hizmet sektörü inovasyonları ile ilgili çalışmaları gelecekteki yazılarda çok daha detaylı olarak ele almaya çalışacağım.

* İngilizcede “innovation” olan kavram Türkçe kaynakların çoğunda “inovasyon” olarak kullanılsa da, kavramı Türkçeleştirme çabaları çerçevesinde “yenilik” ve “yenileşim” gibi kavramlar da bu alandaki yazına girmiştir. Bu elektronik günlük içinde yer alan yazılarda inovasyon ve yenilik kelimelerini birlikte kullanacağım. İnovasyon artık herkesin aşina olmaya başladığı bir kelime olması; “yenilik” terimi ise bu kavramı basitçe ve kapsayıcı bir şekilde karşıladığını düşündüğüm için tercih edilmişlerdir. Ayrıca TÜBİTAK tarafından Türkçeleştirilmiş olan Oslo Kılavuzu’nda da “innovation” kavramının “yenilik” olarak çevrilmiş olması, bu terimi kullanmak konusundaki en önemli dayanak noktalarımdan biridir.

Posted in inovasyon | Etiketler: , , , | Leave a Comment »